Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Bursa'nın Orhangazi ilçesinde çiftçi ve tarım firması yetkilileriyle bir araya geldi. Salonu dolduran çiftçi ve firma yetkililerine seslenen Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Bugün 5 Aralık Dünya Toprak Günü. Böyle bir günde sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Üretime sevdalı bütün çiftçilerimizin Toprak Günü’nü kutluyor, 3. Çiftlik Zirvesi’nin sektörümüz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. 2024 yılını genel olarak değerlendirdiğimizde, en çok konuşulan konuların başında et ve süt sektörünün bulunduğunu biliyoruz. Ülkemizin nüfus büyüklüğü, kentleşme oranı, turist sayısı ve ihracatımız, gıda sektörümüzün büyümesini teşvik ediyor. Türkiye, bitkisel ve hayvansal üretimde hayata geçirdiği birçok uygulamayla sektöre büyük bir alt yapı kazandırdı. Bu alt yapı çiftçimizin ve yetiştiricimizin alın teri ve emeğiyle birleşerek tarımsal üretimimizi her geçen yıl arttırıyor. Bugün geldiğimiz noktada, son 21 yıllık dönemin 17’sinde tarımsal üretimimiz büyüme gösterdi. Gelecek döneme baktığımızda, dünyadaki gelişmeler ve nüfus projeksiyonları sektörün daha da büyümesi gerektiğine işaret ediyor. Biz de risklere karşı sektörümüzü koruyucu adımlar atarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. “Kelebek etkisi” diye bir kavram var. Dünyanın bir ucunda olan bir hadise, sizi de etkileyebiliyor. Çin’de başlayarak dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi, Rusya - Ukrayna savaşı ile tahıl tedarikinde yaşanan sıkıntılar, küresel iklim değişikliğinin sonuçlarından olan kuraklık, sel felaketleri, orman yangınları, Ortadoğu’daki karışıklıklar ve daha sayamayacağımız birçok konu. Tabi tüm bu ve benzer durumlar, ülkemizdeki politikalarda ana öncelikleri şekillendiriyor. Her yönüyle risklere karşı dayanıklı bir altyapı kurmak, her zamankinden daha önemli bir hale geldi. Türkiye, az önce saydığım birçok risk faktörünü, geliştirdiği güçlü alt yapı sayesinde bertaraf etmeyi başardı. Ülkemize bu güçlü alt yapıyı kazandırırken, hayvancılık politikalarımızı; desteklemeler, kırsal kalkınma hibeleri, Ar-Ge faaliyetleri ve regülasyon olmak üzere 4’lü saç ayağına oturttuk. Bu sayede son 22 yılda hayvancılığa 328 milyar lira destek verdik. 2025 yılında da hayvancılığımıza 27,6 milyar lira destekte bulunacağız. Yetiştiricimizin finansman ihtiyacını karşılamak için uygun oranlı kredi sağladık ve sağlamaya devam ediyoruz. TARSİM ile üreticilerimizin alın terini ve emeğini koruduk. 2006 yılından bu yana hayvancılıkta 17 milyar lira hasar tazminatı ödedik. Kırsal kalkınma yatırımlarıyla, ülke tarımına modern bir boyut kazandırdık. Kırsal kalkınma yatırımları, Uzman Eller ve IPARD destekleri kapsamında 95 bin projeye 117 milyar lira hibe desteği sağladık. Yetiştiricimizin ekonomik hayvancılık yapması için 2 bin 961 çayır-mera ıslah projesi uygulayarak 22 milyon dekar alanı ıslah ettik. Bunun yanı sıra yem bitkileri üretimine önemli miktarda destek sağladık. Böylece kaba yem ihtiyacını karşılama oranı 2002 yılında yüzde 69 iken, 2023 yılında yüzde 93’e yükselttik. Hayvancılık alanında verdiğimiz Ar-Ge destekleri ile yetiştiricimize önemli destek sağladık. Bu desteklerle, verimde büyük artış yakaladık. Hâlihazırda 3 bin 158 litre olan hayvan başına süt verimini 5 yıl içinde 3 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Büyükbaş karkas verimi 22 yıl önce 178 kilogram iken, yüzde 61 artırarak 287 kilograma yükselttik. Hedefimiz bunu da 380 kilograma çıkarmak. Böylece 50 hayvandan alacağımız kırmızı eti yaklaşık 30 hayvandan alıyoruz. Hayvanlarda verimliliğin arttırılmasının yanı sıra, gıda alanında da yeni çalışmalara imza atıyoruz. Tarımsal örgütlerimiz hayvancılık sektörümüz açısından büyük önem taşıyor. Örgütlerimizin bu manada etkinliklerini arttırmak için Tarımsal Örgütlerin Derecelendirilmesi çalışmasını hayata geçirdik. Bütün bu çalışmalar sonucunda 85 milyondan fazla vatandaşımızın, 52 milyondan fazla turistin ihtiyaçlarını karşıladık ve karşılamaya devam ediyoruz. Son 22 yılda yaptığımız çalışmalarla ülkemiz hem büyükbaş hem de küçükbaş hayvan varlığında Avrupa’da 1. sıradayız. Süt üretiminde ise Avrupa’da 2., dünyada ise 8. sıradayız. Önümüzdeki dönem de, arz-talep projeksiyonlarına göre hayvancılık politikalarımızı planlayamaya yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Ülke hayvancılığımızı daha sürdürülebilir bir zemin üzerine oturtmamız gerekiyor. Sütü süt ırklarından, eti etçi ırklardan temin etmemiz artık daha çok önem taşıyor. Çünkü kıt kaynaklarımızı en rantabl şekilde kullanmayı ancak bu yöntemle sağlayabiliriz. Bu kapsamda politikalarımızı yeniliyoruz ve sektörün ihtiyacını görecek ve sektörü rahatlatacak kararlar alıyoruz. Hayvansal üretimde en önemli önceliğimiz, tüm üretimimizi yerli imkânlardan karşılamaktır. 2023 yılında yaptığımız Kanun değişikliği ile bitkisel ve hayvansal üretimde büyük bir devrim gerçekleştirdik. 40 yıldır konuşulan üretim planlamasını gerçekleştirmek çok şükür bize nasip oldu. Son 1,5 yılda bu konu ile ilgili oldukça yoğun bir çalışma yürütüyoruz. 1 Ocak itibariyle hayvansal üretimde, 1 Eylül 2024 itibariyle bitkisel üretimde planlı üretime geçtik. Bitkisel üretimde, yem bitkilerini planlamaya dahil ettik. Yem bitkileri üretimi yapan çiftçilerimize üretim planlaması desteği vererek, üretimi daha da arttıracağız. Bu sayede hayvancılık işletmelerinde üretim maliyetlerini daha da düşüreceğiz. Başta bölgenin su durumunu dikkate alınarak birçok faktörü içine alan hayvansal üretim bölgeleri belirledik. Bu kapsamda süt sığırcılığı, besi sığırcılığı ve kanatlı üretim bölgeleri oluşturduk. Hayvan hastalıkları ile mücadele yol haritamızın önemli bir başlığı. Erzurum, Elazığ ve Ankara’da veteriner yol kontrol noktaları kurduk. Kayseri ve Çankırı’da da hizmete başlıyoruz. Hayvan aşılama faaliyetlerini büyük bir titizlikle yürütüyoruz. Damızlık materyalimizi yerli kaynaklardan karşılamak için ARİ işletmelerimizin sayısını arttırmaya yönelik teşvik, destek ve hibeleri arttırdık. Ayrıca ıslah eylem planı ile ülkemizde kaliteli ve verimli bir hayvan popülasyonu oluşturmak için kollarımızı sıvadık. Üretimin sürdürülebilirliği ve sektörde fiyat istikrarı için sözleşmeli üretimi yaygınlaştırıyoruz. Son dönemde özellikle anaç üretimini arttırmak için önemli adımlar atıyoruz. Kendi besi danasını üreten besi işletmelerinin kurulumunu özendirmek amacıyla, TİGEM ve ESK arasında örnek bir proje başlattık. Bakım ve beslemesi süt sığırcılığına nazaran daha kolay olan etçi damızlık işletmelerinin sayısını artırmayı hedefliyoruz. Burada örnek bir proje olarak başlattığımız seferberliğin ülke geneline yayılması yolunda gayret gösteriyoruz. Bütün amacımız, yetiştiricilerimize uygun maliyetle hayvan temin etmek, üretimi tamamen yerli kaynaklardan karşılamak ve nihayetinde vatandaşlarımızın kırmızı ete daha uygun fiyatla erişimini sağlamaktır. Yeni hayvancılık desteklerimiz, hiç şüphesiz üretim planlamamızda en önemli yeri tutuyor. Hayvancılık üretim desteklerini 3 yıllık açıkladık. Bu durum tarımsal üretim tarihinde bir ilktir. Bunu özellikle vurgulamak isterim. Genç ve kadın üreticilerimize ilave destek vereceğiz. Doğan her buzağı, oğlak ve kuzuya destek vereceğiz. Temel desteğe ilave yönlendirici ve verimlilik kriterleri ekledik. Gezginci arıcılık yapanlara ilave destek vereceğiz. Birinci derece tarımsal örgüt üyesi yetiştiricilere ilave destek olacak. Aile işletmelerine temel destek kadar ilave destek vereceğiz. Ari işletmelerinde doğan dişi buzağılara ilave 4 katı destek alacak. Kendi işletmesinde doğup besi süresini aynı işletmede tamamlayan erkek sığırlar için aile işletmelerine ilave 4 katı destek vereceğiz. Avrupa Birliği’ne kanatlı eti ihracatı ile ilgili uzun zamandır yoğun bir çalışma yürütüyorduk. Bu yoğun çalışmalarımız güzel bir sonuçla nihayete erdi. Ülkemiz kanatlı eti işleme tesislerinden 8 adedi Avrupa Birliği’ne ısıl işlem görmüş kanatlı eti ihracatı için AB tarafından yetkilendirildi. Ayrıca tamamen ithal edilen yüksek kaliteli spesifik süt ürünlerini de artık yerli firmalarımız üretmeye başladı. Sektörümüz için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Ürünlerimizin ihraç edildiği ülke sayısının artırılmasına yönelik çalışmalarımızın süreceğini özellikle vurgulamak istiyorum. Son dönemde bazıları “Türkiye’de tarım bitti” diyerek manipüle etmeye çalışıyor. Oturduğu yerden hiçbir şey üretmeden bu ülkenin üreticisine, “Kafasına göre takılıyor, bize zehir yediriyor, onlar bu işi hiçbir şekilde bilmezler, biz bittik öldük” diye düşünenler neye ulaşacağını sananlar bu ülkenin üreticisine haksızlık yapıyor. Bu aymazlıklarından vazgeçmeye davet ediyorum. Türkiye geçen yıl 139 milyon ton bitkisel üretimle rekor kırdı. 206 ürünün birçoğunda kendimize yeteriz. 68 milyar dolar hasılayla Avrupa’da 1, dünyada 9’uncuyuz. 186 ülkeye 31 milyar dolar tarımsal ihracat yaptık diye cevap verdim.
Editor : Editör