AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB ülkeleri dışişleri bakanlarının Lübnan gündemiyle gerçekleştirdiği olağanüstü toplantının ardından basın toplantısı yaptı. Borrell, gayriresmi formatta ve video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen toplantının sonrasında Meksika’dan canlı bağlantı yaparak, Brüksel’deki gazetecilere açıklamalarda bulundu.
“Lübnan için kader anı”
Konuşmasına “Bu, Lübnan için bir kader anı” ifadeleriyle başlayan Borrell, AB dışişleri bakanlarını olağanüstü toplantıya çağırma sebebinin Lübnan’daki durumun kötüleşmesi ve Lübnan devlet kurumlarının çökme riskiyle karşı karşıya bulunması olduğunu ifade etti. Borrell, “Avrupa Birliği, sürekli olarak diplomatik bir çözüm için kapıların açılması yönünde baskı yapmaktadır. Derhal ateşkes çağrısında bulunuyoruz. Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin konuşlandırılması, Lübnan’da bir cumhurbaşkanı seçilmesi, bir hükümet oluşturulması ve 701 sayılı (BM Güvenlik Konseyi) kararının tam olarak uygulanmasının sağlanması için çağrıda bulunuyoruz” dedi.
Cuma gününden bu yana Beyrut ve Lübnan’ın tamamındaki saldırıların Hizbullah liderlerini hedef aldığını fakat can kayıplarına da neden olduğunu ifade eden Borrell, İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu fakat bunu yaparken uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası askeri hukuku da göz önünde bulundurması gerektiğini söyledi.
“1 milyon Lübnanlı, ülke içi mülteci konumuna düştü”
Lübnanlı yetkililere göre şimdiden 1 milyon kişinin ülke içinde mülteci konumuna düştüğünü ve Lübnanlıların zorlu hava koşullarına rağmen evlerini terk etmek zorunda kaldığını vurgulayan Borrell, ülkenin kuzeyine doğru büyük bir göç hareketi olduğunu ve bu durumun da insani yardıma olan ihtiyacı artırdığını ifade etti. Bölgede çatışmaların tırmanma riskinden büyük endişe duyduklarını vurgulayan Borrell, "Tüm tarafları, gerilimi azaltmak amacıyla itidalli davranmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği’nin İsrail ve Hizbullah arasında acil ateşkes çağrısı yaptığını vurgulayan Borrell, “Artık silahlar susmalı ve diplomasi konuşmalıdır. Diplomasinin sesi, herkes tarafından duyulmalıdır. 8 Ekim’den bu yana Hizbullah’ın İsrail topraklarına fırlattığı roket ve füzeler artık durmalıdır. Hem İsrail hem de Lübnan’ın egemenliği garanti altına alınmalıdır. Daha fazla askeri müdahale, durumu korkunç bir şekilde kötüleştirir ve bundan kaçınılması gerekiyor” dedi.
Editor : tuberk